Haberler Haberler
İkinci Ulusal Mimarlık Akımı
       1930’larda ulusa egemen olan yabancı mimarlar ve bunların batı kökenli mimari anlayışlarına bir tepki olarak ancak bununla beraber II. Dünya Savaşı sırasında savaşın dışında kalmış olsa da Türkiye’de bu yıllarda savaşın yarattığı etkiyle birlik ve beraberlik duygusunun ulusal niteliğe bürünmesi sonucu 1938–1950 yılları arasında etkili olan akımdır. Akımı, milli birlik ve beraberlik duygusunun ulusalcı bir tutumla mimariye yansımasıdır şeklinde nitelendirebiliriz.

       Akım, Önceleri Milli Mimari sonraları ise II. Ulusal Mimarlık olarak adlandırılmıştır. Akımın en önemli özelliği ulusal mimariye özgü öğelerin kullanılmasıdır.

       Savaşın yarattığı etkiyle güçlenen akım özünde değişik etkileri, karmaşıklığı dayansıtmaktadır. Bir takım örnekler de akımın, Almanya ve İtalya'da ki faşist yönelimlerce ele alınan anıtsal mimarlıktan etkilendiği gözlenir. Bu bağlamda B. Uçar'ın Ankara'da ki DDYGenel Müdürlüğü bu doğrultuda bir biçimlenme gösterir.(resim no:1)
       Bu akım modernist anlayışın bir antitezi olarak yorumlanmakta, modern mimarlığın geleneksel bir çerçevede yorumlandığı ancak bunun uyumsuz olduğu gibi çeşitli şekillerde eleştirilmiş bir akımdı. Özellikle yapılarda ithal malzemenin kullanılması da bu eleştirilere yol açan unsurlardandı. Ancak Eldem'in başı çektiği bir grup, yerel malzeme ve biçimlere dayanan bir mimarlık amaçlamıştır.
0536 558 1302
http://wowturkey.com/t.php?p=/tr148/galpay_070503_068_w.jpg
Resim no:1 DDY binasından bir görünüm
by özlem acer
       Büyük kitleleri etkisi altına alan milliyetçi-ırkçı yönelimler sanat alanında etkili olduğu gibimimariyi de etkisi altına almıştı. Mimarlığı devletin gücünü göstermek amacıyla bir  propaganda aracı olarak kullanılmış, bu doğrultuda büyük boyutlu binalar, stadyumlar, toplantı mekanları, büyük ölçekli bakanlık binaları, meydanlar vb. tüm dünyayı etkisi altına aldığı gibi şüphesiz Türkiye’de de bu etkileri akım çerçevesinde görebilmekteyiz. Bu etkiler Türkiye’de farklı bir karaktere bürünmüştür. Türkiye’de Modernist mimari’nin eleştirisin de benzer uygulamaların kullanılması, ulusal sanatın eski olgun haline getirilmesi ve mimarlık alanında gözlenen başı boşluğa bir son verilmesi bu bağlamda Avrupa’dan gelişi güzel alınan uygulamalar yerine ulusun kendine özgü bir mimari anlayışın oluşturulması gerekmekteydi.

       Bu dönemde tıpkı I. ulusal mimarlık akımında olduğu gibi Osmanlı mimarisi ve Selçuklu yapılarının mimari özellikleri göz önünde bulundurulmuştur. Bu iki mimari anlayışa ek olarak Türk konut mimarlığının özellikleri de bu akımın uygulayıcıları tarafından kullanılmıştır.

       Ağırlıklı olarak klasik Osmanlı formlarını kullanan I.ulusal mimarlık akımı zamanında gericilik olarak nitelendirilmişse de, İkinci Ulusal Mimarlık Akımı bu şekilde bir eleştiriye pek maruz kalmamıştır. Bunun en önemli nedenlerinden birisi modern mimari öğelerinin ikinci üslupta daha yaygın kullanılmasıydı. Kolay monte edilebilen hafif taşıyıcı sistem ve mekanlara cömertçe güneş ışığı sağlayan geleneksel ahşap ev mimari öğeleri, İkinci Ulusal Mimarlık Akımı’nın beklentilerini fazlasıyla karşılamıştır.

       Akımın en önemli temsilcileri ise Sedat Hakkı Eldem ve Emin Onat’tır.
İkinci Ulusal Mimarlık Akımı Mimari Özellikleri

       II. Ulusal Mimarlık akımı iki girişim çevresinde ortaya çıkmıştır. Bunlardan biri yabancı mimarların Türkiye’de iş yapmalarını engelleyen girişimler, diğeri ise Güzel Sanatlar Akademisi’nde 1934 de başlatılan Milli Mimari Semineri’ne bağlı çalışmalardı. Mimar Sedat H.Eldem’in adıyla bütünleşmiş olan seminer, yerli bir mimarlık için araştırma açmak ve bu doğrultuda bir eğilim geliştirmeyi amaçlamıştır. Seminer o zamana kadar kullanılmamış bir kaynağa, sivil mimari incelemelerine yönelmiştir. Bu doğrultuda başlangıçta İstanbul’da yer alan köşk ve yalılar inceleme kapsamına girmiş, daha sonra Anadolu kontu kültürünü araştırma yoluna gidilmiştir. Böylelikle üç farklı eğilimin ortaya çıktığını görüyoruz. İlk eğilim nostaljik ve yenilemeci bir anlayışı ortaya koymaktaydı. Bu anlayış İstanbul konutlarının incelenmesine dayanan ve kente özgü özelliklerle kendini ortaya koyan, nostaljik anlayış ve akademik yöntemlerin sentezi olmaya yönelen bir tasarım anlayışıydı. Bu anlayışın temsilcisi Sedat Hakkı Eldem idi. Bu eğilimde tarihi biçimlerin doğrudan kullanılması yerine planların, ölçü, oran ve biçimlerin incelenmesiyle tasarım ölçütlerine ulaşmayı hedeflemiştir.

       İkinci eğilim ise modern mimarinin işlevsel ilkelerini klasik ve anıtsal biçimlendirmelerde kullanan Holzmeister ve Bonatz’ın üslubunu izleyen akademik-ulusalcı bir yaklaşımdır. Özellikle kamu yapılarında bu anlayış benimsenmiştir. Bu anlayış Avrupa etkilerine ve biçimlerine yakın bir tutum sergilemekteydi. Bu anlamda uluslararası bir nitelik taşıyordu. Özellikle ulusal nitelikte diyebileceğimiz unsurlar pencere, kolon başlığı gibi ögelerde belirtilmiş olup taşıyıcı sistemde modern malzeme ve yapım teknikleri kullanılmıştır. Ana cepheler ise taş kaplamalardan oluşmaktadır.

       Özellikle resmi yapıların bir çoğu bu akademik - ulusalcı bir anlayışla ele alınmıştır. Üçüncü eğilim ise popülist ve yerli olarak nitelendirilen yaklaşımdır. Bu yaklaşımda ulusallığı bölgesel-folklorik ögelerle rasyonalist ilkelerin ve biçimlerin bileşimde arayan eğilimdir.Halkçı eğilimde olan yaklaşım Milli Mimari Semineri ile benzerlik gösterse de burada söz konusu İstanbul’da ki üst sınıfa ait köşk ve konakları değil, Anadolu kentlerinin mimarlık  birikiminin araştırılmasına dayanan bir eğilim söz konusu. Bu bağlamda Yüksek Mühendis Mektebi ve mimarlık şubeleri İstanbul Teknik Üniversitesi’ne ve Mimarlık Fakültesine dönüştüğünde ilk mezunlar yeterlik çalışmalarını Anadolu mimarlık yapıtları üzerine yaptılar.Bölgesel şemalara, kırsal biçimlere eğilimli bu yaklaşım özellikle tek konut tasarımında düzeyi olan bir çizgi tutturabilmiştir. Özelikle bu yaklaşımda M.Emin Onat etkili olmuş ve bu eğilimde önemli örnekler vermiştir.


SEDAT HAKKI ELDEM

       20.yy Türk Mimarlığının en önemli temsilcilerinden biri olan Eldem, 1908 yılında İstanbul’da doğmuştur. 1928 yılında Güzel Sanatlar Akademisi Mimarlık bölümü bitirmiştir. Eldem, Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Vedat Bey’in atölyesinde klasik bir eğitim görmüş, meslek hayatının ilk senelerinde Avrupa’ ya gitmiş, Paris’te bir müddet Perret’in atölyesinde çalışmıştır. Türkiye’ye döndükten sonra
       Ankara'da Holzman ve Mongeri'nin bürolarında çalışmış 1932'de Egli'nin asistanı olarak Güzel Sanatlar Akademisi’nde öğretim üyesi olmuş, aynı yıllarda kendi bürosunu açarak tasarım ve uygulama çalışmaların da bulunmuştur.

       Sedat H. Eldem, özellikle sivil mimarlık alanında yaptığı çalışmalarla II. Ulusal Mimarlık dönemi çerçevesinde Ulusal Mimariye yeni bir bakış açısı kazandırmıştır. Eldem’in        NewYork Dünya Sergisi'ndeki Türk Pavyonu, II. Ulusal Mimarlık döneminin başlangıcı sayılmıştır. Milli Mimari Seminerinin yürütücü olan Eldem Nostaljik - yenilemeci eğilimin de en önemli temsilcisi olmuştur. Meslek hayatının ilk yıllarında daha nostaljik bir tasarımla oval veya sekizgen planlı, eyvanlı tasarımlar üzerinde durmuştur. Hemen hemen tüm yapıtlarında kapalı ve ağır görünümlü zemin bir kat üzerinde çıkma yapan üst katların düşey oranlı pencere dizileri ve ya dikme görünümünde ince betonarme elemanların sıralanışı eldem’e özgü öğeler olarak karşımıza çıkmaktadır.

       Osmanlı dönemi evleri ve 18.-19. yy saray ve köşkleri üzerinde yaptığı çalışmalar la beraber klasik osmanlı mimarisi üzerinde araştırmalar yaparak, mimari tasarımda geleneksel motiflerin yeniden kullanılmasına öncülük etti. Tarihi yapıların korunmasıyla ilgili olarak 1941–1945 arasında Eski Eserleri Muhafaza Encümeni’nde, daha sonradan 1962–1978 yıllarıarasında gayrimenkul eski eserler ve anıtlar yüksek Kurulu’nda görev almıştır. II. Dünya Savaşı’ndan sonra kurulan ilk genel kurul toplantısını 1948’de Lozan’da yapan uluslar arası mimarlar birliğinde Türkiye’yi temsil etmiştir. 1986’da ise Uluslararası Ağa Han Mimarlık ödülünü kazanmış ve İstanbul’da 7 Eylül 1988'de vefat etmiştir.
Sedat Hakkı Eldem’in Yapıtlarından Örnekler
       1936–37 yıllarına tarihlenen Büyükada, Eski Viranbağ'da yer alan bir kır evinin büyütülmesiyle oluşan bu eve, tüm evi çevreleyen ahşap veranda ve bir köşesi yuvarlatılmış geniş salon kütlesiyle yeni bir görünüm kazandırılmıştır. Verandanın zemini ahşap ızgara biçimindedir ve yağmur suyunu aşağıya geçirir. Evin önündeki setler denize doğru birkaç kat olarak bahçeye geçişi sağlar. Yapının yeni eklenen kesiminin yarım daire planlı ve önü teraslı olması Le Corbusier' nin Kartaca için tasarladığı bir yapıya önemli ölçüde benzer. Ancak bu yapının ahşap oluşu yönünden farklıdır. Hem mimar hem müteahhit olarak görev aldığı bu projede Eldem, işverenin "Japon Stili" isteklerine de cevap vermiştir.


Resim no:2 Fethi Okyar Köşkü
http://v2.arkiv.com.tr/p2758-fethi-okyar-kosku.html
       Yalova 20.yy ın başlarında önemli bir termal mekan haline gelmeye başlar. Özellikle Atatürk döneminde gözde bir tatil mekânı halini alır. Bu dönemde yaptırılmış bir karmaşık. Eldem’in ilk büyük kamusal çalışmalarından biridir.
       Cephe tasarımına baktığımızda saçak ve dışarı çıkma yapan balkonları, düşey hizalanmış yatay pencere sıraları ile, onun geleneksel Osmanlı konut mimarisiyle ilişkili özellikler taşıyan ilk ürünüdür. Kompleks 1983 yılında yıktırılır.


Resim no:3 Yalova Termal Oteli (1934–37)
http://v2.arkiv.com.tr/p2756-yalova-termal-oteli.html
        Belediye başkanı Lütfi Kırdar tarafından ısmarlanan bir mekan. Sultan Abdülaziz’in yaptırmak istediği ama gerçekleşmeyen camii nin isnat duvarları üzerine konumlandırılmış bir yapıydı. Kahvenin planı 17.yy a tarihlenen Amcazade Köprülü Hüseyin Paşa Yalısıyla hemen hemen aynıdır.
       Tek farkı, orta mekana geriye doğru bir dördüncü kolun eklenmiş olmasıdır. Büfe ve tuvaletler yapının bu tarafında yer almaktadır. Nostaljik - yenilemeci bir anlayışla ele alınan betonarme strüktürlü kahvenin tavanı, geniş saçakları, iç ve dış duvarları ahşap kaplamadır. Swiss Otel'in yapımı için önce yıkılmış, ardından da oranları bir ölçüde bozularak yeniden inşa edilmiştir.


Resim no: 4  Taşlık Kahvesi, Maçka (1947–48)
http://v2.arkiv.com.tr/p2763
       İbrahim Paşa Sarayı’na komşu olan alan üzerinde sarayın bir bölümünün yıkılmasıyla açılan alan üzerine yapılmıştır. Projenin yalnızca Mahkemeler bloğu uygulanabilmiştir. İkinci bloğun bulunduğu alanda Bizans döneminden kalma Aya Eufemia Kilisesi ve Lausos Sarayı'nın parçalarının çıkarılması üzerine yapımdan vazgeçilmiştir. Sedat H.Eldem’in EminOnat ile birlikte yürüttüğü bir proje. Cephede geniş saçaklar, düşey kolon-pencere ritmi vesimetrik kurgusu ve neoklasik düzeni II. Ulusal Mimarlık anlayışının göstergesidir. Taşıyıcı elemanların çıplak beton yüzeyleri, yalın rasyonalist, dik açının egemenliği, geniş pencere yüzeylerinin her türlü dekoratif ve tarihi ayrıntıdan arınmışlığı yeni yönelimin ifadesidir. Yapı, anıtsal-akademik eğilimi yansıtmaktadır.
Resim no:5  İstanbul Adliye Sarayı,1949 Sultanahmet
http://www.mimarlikmuzesi.org/Gallery/DisplayPhoto.aspx?ID=1&DetailID=5&ExhibitionID=6
       Emin Onat’la birlikte tasarladığı ve çalıştığı bir proje. Mimarın iç ve dış mekanda anıtsal olarak tasarladığı en önemli eseridir. İki fakülteyi tüm birimleriyle içerecek kapasite de gerçekleştirilmiştir. Bir yandan o dönemin Alman Nazi mimarlığının dev, masif kütle çözümlerini ve iç mekan biçimlenme anlayışını yansıtır, öte yandan da geleneksel Osmanlı konut mimarlığının pencere düzenleri, saçak biçimlenmeleri gibi elemanlarına yer verir. Anıtsal düzenli ve taş cepheli yapılar tarafından çevrelenmiş dikdörtgen ve kare avluları sözkonusudur . Bu yönüyle yapı anıtsal-akademik bir eğilimi yansıtmaktadır.
Resim no:6  İstanbul Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, 1942–43, Laleli
http://v3.arkitera.com/h41891-turkiyede-ulusalcilik-ve-mimarlik-sempozyumundan-notlar.html
Resim no:7  Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi,1943–45
http://v2.arkiv.com.tr/p2760-istanbul-universitesi-fen-edebiyat-fakultesi.html


       Yine Sedat Hakkı Eldem ve Emin Onat’ın birlikte yürüttüğü bir proje. Anıtsal ve akademik eğilimle ele alınmıştır.Tasarımı itibariyle İstanbul üniversitesi fen-edebiyat fakültesinden daha kararlı bir kimliğe sahiptir. Yalın bir anıtsallığa sahip olsa da özünde ususal mimariye özgü detaylar ve uygulamalar söz konusu. Eldem’e "Ağa Han Mimarlık ödülü" nü kazandıran projesidir. Kompleks işhanı, dispanser, çarşı, banka ve bir kahveden meydana gelmektedir. Ancak, bu amaç hiç gerçekleşmemiş ve kompleks kurumun büro binası olarak işlev görmüştür. Farklı büyüklükteki binalar eğimli bir arazi üzerinde çevre düzenini bozmayacak şekilde ve arkadaki mahallenin kimliğiyle uyumlu olacak şekilde konumlandırılmıştır. Bu tercih pencere elemanlarında ve yapı kütlelerinin çıkmalı biçimlenişinde de dışa vurulmuştur.
Resim no: 8  zeyrek sosyal sigortalar kurumu,1962–64
http://v2.arkiv.com.tr/p2770-sosyal-sigortalar-kompleksi.html
EMİN ONAT
       1908 yılında İstanbul’da doğan mimar, Beyazıt Numune Mektebi ve Vefa Sultanisi’nden sonra 1926 yılında Mühendis Mektebi’ne girmiştir. Burada üstün başarısı üzerine eğitimini tamamlaması adına İsviçre Zürih Teknik Üniversitesine gönderilmiştir. Mimarlık eğitimini 1934’ te tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönmüştür. 1935 senesinde Yüksek Mühendis Mektebine Mimarlık Şubesi’ne müderris yardımcısı olarak atanır. 1938 senesinde Profesör olur ve buraya başkan olarak atanır. Bu okul İTÜ ye dönüştürüldükten sonra iki dönem dekanlık görevinde bulunur. 1950-53 yılları arasında İTÜ nün rektörlüğünü yapmıştır. 1954-57 yılları arasında ise İstanbul Milletvekilliği yapar sonra okuldaki görevine geri döner. Emin Onat’ın tasarımlarına baktığımızda çağdaş yapılara ulusal bir kimlik kazandırdığını söyleyebiliriz. Çağdaş mimarlık ilkelerini tanıyan ve yapıların işlevselliğini göz önünde bulundurarak onlara ulusal bir karakter kazandırmış II.ulusal mimari dönem içerisinde önemli projelere imza atmış, Uluslararası Mimarlar Birliği Türkiye çekirdeğini kurmuş ve 1948'de Lozan'da yapılan ilk genel kurula katılan Türk mimarları arasında yer almıştır. Mimarlık alanındaki başarılı çalışmaları nedeniyle, 1946'da Britanya Kraliyet Mimarlık Enstitüsü tarafından onursal yazışman üyeliğine seçilmiştir. 1956' yılında Hannover Teknik Üniversitesi'nden onursal doktorluk ünvanı alan Emin Onat, 17 Temmuz 1961 yılında İstanbul'da vefat etmiştir. Onun bir çok projede Sedat H.Eldem ile birlikte çalıştığını bilmekteyiz.

Emin Onat’ın Yapıtlarından Örnekler
http://v2.arkiv.com.tr/m626
       Cephe düzenine baktığımızda ulusalcı bir anlayışla ele alındığını görebilmekteyiz. Dışa çıkmalar yapan hareketli bir cephe. Osmanlı mimari anlayışını yansıtan sivri kemerli pencere düzeni söz konusu. Daha popülist ve yerli bir eğilimi yansıtmaktadır. Emin onat tarafından hazırlanan projeye göre 1945–46 yılları arasında inşa edilmiştir. İkinci ulusal mimarlık akımının özelliklerini yansıtan önemli bir örnektir. 2 katlı olarak tasarlanmıştır. Yığma taş olarak inşa edilmiş alt katta giriş, giriş holü, ana mutfak, hizmetli bölümleri ve servis alanları yer almaktadır. Ahşap taşıyıcılar ile inşa edilmiş birinci katta ise, tören salonları, yemek salonu, çalışma ve yatak odaları ile servis mutfağı bulunmaktadır. Bu katta salonlar arasındaki orta alanda, doğal sıcak suyu olan bir havuz yer almaktadır. Bina geniş saçakları ve saçak altı süslemeleri, alçı pencereleri ve cumbalarıyla geleneksel konut mimarisinden esinlenmiş olmasının yanı sıra, işlevsel çözümleriyle çağdaş mimarlık anlayışının olanaklarını sunması yönünden de önemli bir yere sahiptir.
Resim no:9  Bursa Vali Konağı,1946
http://v2.arkiv.com.tr/p6220-bursa-vali-konagi.html
Resim no:10  Bursa vali konutu,1945–46
http://v2.arkiv.com.tr/p10666-bursa-vali-konutu-numune-evi.html
       1942 yılında sonuçlanan “Anıtkabir Uluslararası Mimari Proje Yarışması”nın birincisi Emin Onat ve Orhan Arda’nın projesi olan Cumhuriyet Dönemi’nin en önemli anıt mezarıdır. II.ulusal mimarlık akımı bünyesinde ele alınmıştır. Atatürk’ün kabri için yapılmış olsa da Cemal gürsel ve İsmet İnönü’nün de kabri burada bulunmaktadır. İlk projede iki katlı tasarlanan anıtın yapım masraflarından dolayı ikinci kattan vazgeçilmiştir. İnşası 1953 yılında tamamlanan anıtın tasarımını ele alacak olursak; yapı malzemesinin ön planda olduğu oldukça anıtsal ve simetrik anlayışın hakim olduğu bir mekan. Bununla birlikte Osmanlı ve Selçukluya özgü bir takım süslemelere sahiptir. 750.000 m²’lik bir alana sahip olan anıt, Barış Parkı ve Anıt Bloku olarak iki kısımdan meydan gelmektedir
Resim 11:  Anıtkabir
http://v3.arkitera.com/news.php?action=displayNewsItem&ID=35833
       Yerel ve nostaljik bir eğilimi yansıtır. Yüksek bir bodrum kat üzerinde tek katlı olarak tasarlanmış bir mekandır. Cepheye vurgu yapan en önemli öğe ahşap konsollarla taşınan ve dışarıya çıkma yapan balkondur. Kullanılan ahşap kepenkli pencereler, beşik çatı gibi öğelerde yerel ve nostaljik eğilime vurgu yapmaktadır. Ancak iç mekan tasarımı modernist planlamayla ele alınmıştır
Resim no:12  Emin onat evi, moda,1944
http://www.mimarlikmuzesi.org/Gallery/Photo_30_2_mimar.html
       Taksim platosunun Dolmabahçe’ ye doğu platosunun doğu yamacında eğimli bir araziye konumlandırılmıştır. Taksim platosunun Dolmabahçe'ye doğru inen doğu yamacında arazinin eğimini vurgulayan bir yerleşim modeliyle Boğaziçi peyzajına açılır. Pilotiler üzerinde yükselen kare planlı ve altı katlı büro kitlesi tipik bir uluslararası üslup sunarken mimari öğelerinin ölçü ve oranlarındaki yetkinlik, yapıtı benzerlerinden ayırır. Yapı emin onat’ın son yapısıdır.
Resim no:13  Devres İşhanı, İstanbul-Gümüş suyu, 1961
İKİNCİ ULUSAL MİMARLIK DÖNEMİ’NDE BAŞKA MİMARLAR TARAFINDAN ÜRETİLEN DİĞER PROJELER
       Mimari tasarımı alman mimar Paul Bonatz’a aittir. Üst düzey bürokrat ve askerlerin ikameti için 1940'lar da planlanıp hayata geçirilmiş cumhuriyetin ilk toplu konut projesi olmakla beraber az katlı konutları, düzenli sokakları, yeşil bahçeleri bulunan bir tasarıma sahiptir.

Resim no:16  Saraçoğlu Mahallesi 1945-1946 Ankara
       Eski sergi evinin tasarımı Şevki Balmumcu’ya aittir. Daha sonra opera binasına dönüştürülmüştür. 1948 yılında asıl işlevinden farklı olarak Paul Bonatz tarafından opera binasına dönüştürülmüştür. Tasarımına bakacak olursak; Caddeye paralel olarak uzanan yapı, bir birini dik olarak kesen iki kütleden meydana gelir. Uzun olan eksende, yapının uçları yarım daire olarak sonlandırılmıştır. Bu uzun kütleyi kesen diğer kısa kütle, paralel yerleştirilmiş üç dikey tesisat kulesi ve bunların arkasında, kare planlı, yüksek bir kuleden oluşur. Uzun olan kütlede yer alan dar pencere sırası, bu kısımdaki yataylık hissini güçlendirirken, yapının bütününde çok güçlü bir yatay- dikey karşıtlığı oluşturulmuştur. Betonarme strüktürlü yapının ön cephesinde, Ankara taşı renginde sun'î taş, diğer cephelerde ise fildişi renkli sıva kullanılmıştır
Resim no:17  Ankara opera binası,1948
KAYNAKÇA
BATUR, Afife, Cumhuriyet Dönemi”1938–1950/Savaş Yılları ve II. Milli Mimari Akımı
”Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi,
C.2 İstanbul 1994,s.450–451.

BATUR Afife,”Cumhuriyet Döneminde Türk Mimarlığı”
Cumhuriyet Dönemi TürkiyeAnsiklopedisi
, C.5,iletişim yay. S.1395–99.

KAYA, Şennur,"Cumhuriyet Döneminde Güzel Sanatlar (Resim-Heykel-Mimari)". İstanbulÜniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü.

http://www.mimarlikmuzesi.org/Gallery/Photo_6_4_yeni-bir-ulusal-mimarlik-anlayisi-iiulusal-mimarlik-akimi.html.

"Mimarlık ve Kimlik Temrinleri- I: Türkiye’de Modern Yapı Kültürünün Bir Profili, Doç. Dr.Aydan Balamir, ODTÜ Mimarlık Bölümü". Mimarlık Dergisi, Mimarlar Odası GenelMerkezi

http://v2.arkiv.com.tr/m181-sedad-hakki-eldem.htmlhttp://tr.wikipedia.org/wiki/Sedad_Hakk%C4%B1_Eldemhttp://v2.arkiv.com.tr/p2758-fethi-okyar-kosku.html

http://v2.arkiv.com.tr/p2756-yalova-termal-oteli.htmlhttp://v2.arkiv.com.tr/p2763

http://www.mimarlikmuzesi.org/Collection/Detail_istanbul-adliye-sarayi_10069.

htmlhttp://v2.arkiv.com.tr/p2760-istanbul-universitesi-fen-edebiyat-fakultesi.html

http://v2.arkiv.com.tr/p2761-ankara-universitesi-fen-fakultesi.html

http://v2.arkiv.com.tr/p2770-sosyal-sigortalar-kompleksi.html

http://v2.arkiv.com.tr/m626http://v2.arkiv.com.tr/p10666-bursa-vali-konutu-numune-evi.html

http://v3.arkitera.com/news.php?action=displayNewsItem&ID=35833

http://www.mimarlikmuzesi.org/Gallery/Photo_30_2_mimar.html?Page=3#

http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0stanbul_Radyoevi

http://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%87anakkale_%C5%9Eehitleri_An%C4%B1t%C4%B1

http://wikimapia.org/9602111/tr/Sara%C3%A7o%C4%9Flu-Mahallesi

http://www.mimarlikmuzesi.org/Collection/Detail_sergi-sarayi-opera-binasi_10030.html18

Download Doc.
BİLİYORMUYDUNUZ ?

       Anıtkabir inşaasında görev alan Taş usta başılarından Mehmet ALTUN un kurucumuz Muammer ALTUN un dedesi oldugunu... StarCephe nin temellerinin bilinen 4 kuşaktır Taş sanatıyla hizmet verdiğini.
0536 558 1302
0536 558 1302
0536 558 1302
0536 558 1302
0536 558 1302
0536 558 1302
ARŞİV...
Ne dersiniz Bu bina Temizlenebilir mi ?
AB57 Bazik kimyasal temizleyici formülasyonunu biliyormusunuz ?
BRONZ ANIT HEYKEL TEMİZLİK VE RESTORASYONU NASIL YAPILIR ?
BİNALAR VE KADINLAR
Mimarlıkla İlgili En Çok Merak Edilen 8 Soru!
Mimarlık Okulunda Öğrendiğim 101 Şey
"Mimarlık İşemek Gibidir"
Bir Mimarı Hayattan Soğutan
20 Şey
Bir Mimarı Hayattan Soğutan
20 Şey
Mecidiye köy fotokopi merkezi.
Büro veya Ofisinize
"KİRALIK FOTOKOPİ MAKİNASI"

Traverten ve Limra mermer,
doğal taş expertiz hizmeti.
Antalya, Burdur ve Denizli
İLKNUR ERMAN
Maden Teknisyeni, Expertiz
0 544 977 69 99
"Sinan Ödülü" ne layık görülen mimarlarımız
Mimarlar İçin En Faydalı Youtube Kanalları
Web Page Maker, create your own web pages.